Menfi Tespit Davası

Bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının tespiti için açılan davaya menfi tespit davası denir. Bu dava borçlu tarafından icra takibinden önce ya da takip esnasında borçlu olmadığının tespiti için açılır. Örneğin borçlu, senedin veya sözleşmenin ayırt etme

gücünün yokluğu, yanılma, aldatma veya korkutma hallerinin varlığı nedeniyle geçersiz olduğunun; aynı şekilde borcunu ödemiş olduğunun ve bu nedenle borçlu olmadığının tespiti için bu davayı açabilir.

Yukarıda da ifade ettiğimiz üzere menfi tespit davası icra takibinden önce ya da takip esnasında (takipten sonra) açılabilir. Ancak özellikle takip esnasında açılan menfi tespit davasının, alacaklının takip sırasında kazandığı haklara halel getirmemesi ve takibin kötü niyetle gecikmesi amacını gütmemesi gerekir. İşte İİK borçlu için bir yandan dava hakkını düzenlerken bir yandan da alacaklının haklarını koruyan hükümler öngörmüştür. Buna göre menfi tespit davasının ikiye ayrılarak incelenmesi gerekir:

Takipten Önce Açılan Menfi Tespit Davası

Borçlu, ödeme yükümlülüğü olmamasına rağmen ödeme için kendisi üzerinde baskı kuran kişiye; yani alacaklıya karşı, henüz icra takibi başlamamışken borçlu olmadığının tespiti için İİK m.72/1’e göre menfi tespit davası açabilir.

Menfi tespit davasının icra takibinden önce açılabilmesi için, borçlu olunmadığı hususunda borçlunun hukuki yararının bulunması şarttır. Şu durumda örneğin; alacaklının elinde İİK m.68’de sayılan belgelerden yoksa borçlunun burada hukuki yararı yoktur. Zira borçluya karşı bu durumda sadece ilamsız takip açılabilir ve ilamsız takipte borçlu İİK m. 62 çerçevesinde ödeme emrine itiraz ederek takibi durdurabilir. Bir başka örnek, borçlunun alacaklının elindeki adi senedin sahte olduğu iddiasıyla menfi tespit davası açmasında da hukuki yarar yoktur. Çünkü borçlu alacaklının kendisine karşı girişeceği ilamsız takipte İİK m. 66 çerçevesinde imzaya itiraz ederek takibi durdurma imkanı vardır. Tüm bunlara karşılık, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte borca ve imzaya itiraz takibi durdurmadığı için elinde İİK m. 169/a-I’de sayılan resmi belgelerden bulunmayan borçlunun, alacaklının elinde bulunan kambiyo senedinin borçlusu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açmasında hukuki yararı vardır.

İcra takibinden önce açılmış olan menfi tespit davası aynı alacaktan dolayı daha sonraki bir zamanda ilamsız takibe girişilmesine engel değildir. Aynı şekilde daha sonra yapılacak icra takibini de kendiliğinden durdurmaz. Ancak talep üzerine teminat karşılığında mahkeme, icra takibinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verebilir.

Takip Esnasında (Sonra) Açılan Menfi Tespit Davası

Borçlu, icra takibi esnasında da borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açabilir. Aynı şekilde burada da borçlunun takip esnasında menfi tespit davası açabilmesi için hukuki yararının bulunması şarttır. Örneğin borçlunun ödeme emri kendisine tebliğ edilmeden önce ya da tebliğ edildikten sonra itiraz süresi içinde borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açmakta hukuki yararı yoktur. Zira o, ödeme emrine itiraz ederek takibi durdurabilme imkanına sahiptir. Aynı şekilde genel haciz yolunda borçlu borca itiraz etmişse ve alacaklının elinde İİK m. 68’de sayılan belgelerden bulunmuyorsa onun menfi tespit davası açmasında hukuki yararı yoktur. Tüm bunlara rağmen kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte itiraz icra takibini durdurmadığı için borca ya da imzaya itiraz etmiş olan ancak İİK m. 169/a-I’de sayılan resmi bir belge bulunmayan borçlunun menfi tespit davası açmasında hukuki yarar vardır.

İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davası ilamsız icra takibini kendiliğinden durdurmaz. Dolayısıyla mahkeme ihtiyati tedbir yoluyla bile takibin durdurulmasına karar veremez.

Yargılama Usulü ve Sonuçları

Menfi tespit davası borçlu tarafından alacaklıya karşı açılır. Bu dava için görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. Ancak borç bir kira ilişkisinden kaynaklanıyorsa buradaki görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi olacaktır. Yetkili mahkeme; icra takibinden önce açılan menfi tespit davalarında HMK m. &2ya göre belirlenir. Takip esnasında açılan menfi tespit davalarında ise yetkili mahkeme alacaklının yerleşim yeri mahkemesi ya da takibin yapıldığı yer mahkemesidir.

Borçlu, herhangi bir sebeple bu davayı açabilir. O, itirazın kaldırılması sırasında icra mahkemesinde ispat edemediği itiraz ve def’ilerini bu davada ileri sürebilir, çünkü itirazın kaldırılmasına ilişkin karar menfi tespit davasında kesin hüküm teşkil etmez.

Menfi tespit davasında ispat yükü kural olarak alacaklı üzerindedir. Ancak bunun tersi; yani ispat yükünün borçlu üzerinde olduğu olduğu haller de mevcuttur. Buna göre, borçlu borcun hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü ona düşer. Aynı şekilde alacaklının dayanak gösterdiği senedin karşılıksız olduğunu; alacağın ödeme, ibra ve takas gibi bir sebeple son bulduğunu ispat etmek borçlunun görevidir.

Açılan menfi tespit davasının reddedilmesi halinde, alacağın mevcut olduğu tespit edilmiş olur ve bu ret kararı kesinleştiğinde maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder. Dolayısıyla borçlu borcu ödedikten sonra alacaklıya karşı istirdat davası açamaz. Ret kararından sonra varsa ihtiyati tedbir kararı kendiliğinden kalkar, takibe kaldığı yerden devam edilir. Ayrıca borçlu alacağına geç kavuşan alacaklıya karşı bundan doğan zararı için borcun en az yüzde yirmi oranında tazminata mahkum edilir. Bunun için onun kötü niyetli olmasının önemi yoktur.

Açılan menfi tespit davasının kabulü halinde ise davacının borçlu olmadığı tespit edilmiş olur ve bu karar kesinleştiğinde maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder. Dolayısıyla alacaklı borçluya karşı ayrı bir alacak davası açamaz. Davanın kabulü halinde icra rakibi derhal durur. Kararın kesinleşmesi üzerine icra dairesi tarafından icra kısmen ya da tamamen eski hale iade edilir. Şu halde borçlunun malları haczedilmişse haciz kalkar. Ayrıca talep üzerine borçlu, menfi tespit davası nedeniyle uğradığı zararın tazminini alacaklıdan sağlayabilir.

İfade edelim ki menfi tespit davası bu anlattıklarımızdan ibaret değildir. Ayrıntılı bilgi, avukatlık ve danışmanlık hizmeti için sizi Emin Hukuk Bürosu’na bekliyoruz.